İlişki Krizlerinin Görünmeyen Düğümü: İlk Taşı Kim Attı? Yoksa Her Taşın Altına Bakıldı mı?
- pskayselisler
- 1 Ağu
- 1 dakikada okunur

Çift terapisine başvuran birçok ilişkide, temel sorunlardan biri şudur: Taraflar, yaşadıkları çatışmaları farklı yerlerden başlatır, farklı biçimlerde noktalandırır. Oysa ilişki krizlerinde mesele başlangıçta değil, algılama örüntüsündedir.
🔁 Kadın der ki: “Sen kendini kapatıyorsun, ben de bu yüzden eleştiriyorum.”
🔁 Erkek der ki: “Sen dırdır ediyorsun, ben de bu yüzden uzaklaşıyorum.”
İkisi de yalnızca tepki verdiğini düşünüyor. İkisi de kendini haklı, diğerini tetikleyici olarak görüyor. Sonuç? Sonsuz döngü.
Taraflar aynı döngünün içindedir ama nerede başladıkları konusunda hemfikir değillerdir. Ve işte tam da bu nedenle:
✅ Kimin haklı olduğu değil,
❗️Döngünün nasıl sürdüğü önemlidir.
Bu döngü, çoğu zaman “Sen problemlisin.” veya “Sen delisin.” suçlamalarıyla sürdürülür. Oysa ilişkisel bir perspektiften bakıldığında mesele bireysel değil, etkileşimsel bir örüntüdür. Ve bu örüntüye birlikte bakmak, suçlama değil anlayış gerektirir. Farkındalık, döngüyü kırar.


